Genel Başkan Yardımcımız ve Mersin Milletvekilimiz Faruk Dinç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısına Gazzeli Hukukçu Rim Naim’i de davet ederek Aksa Tufanı’nın yıl dönümünde açıklamalarda bulundu.

7 Ekim 2023 tarihinde Filistinli mücahitlerce başlatılan Aksa Tufanı Harekatı’nın yıldönümünde Gazzeli Hukukçu Rim Naim ile birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Yardımcımız ve Mersin Milletvekilimiz Faruk Dinç, bir yıldır dünyanın gözleri önünde 50 bin sivilin katledildiğini bir kez daha dile getirerek uluslararası toplumu harekete geçmeye davet etti.

Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen soykırıma dikkati çeken Dinç, “Bugün Gazze'de işlenen soykırımın 367’nci günü. Tam bir yıldır. Filistin ve Gazze'de soykırım işleniyor. Bu vesileyle biz de bugün Aksa Tufanı’nın yıldönümünde Gazzeli bir kardeşimizi misafir ettik ve onu da buraya getirdik. Gazzeli kardeşimizin ismi de Rim. Kendisi bir hukukçudur. ‘Rim’ denince aklımıza dedesinin kendisine ‘ruhumun ruhu’ dediği küçücük o tatlı kız geliyor. Ve soykırımcılar bunun gibi binlerce Rim’imizi katlettiler. Katletmeye de devam ediyorlar. Evet, insanlık bir ağaç olsaydı bir yılda yaprakları sararırdı, kururdu. Maalesef 367 gün içerisinde her gün ve her saatte Filistin'de, Gazze'de çocuklar, kadınlar, siviller katlediliyor ve bu katliam dünya ülkelerinin gözleri önünde işleniyor. Maalesef bu konuda dünya, kör ve sağırı oynuyor. Biz bu soykırıma alışmayacağız. Biz bu çocuk ölümlerine, kadın ölümlerine, sivillerin katledilişine asla ama asla alışmayacağız. Her zaman mazlumların yanında olduğumuzu ve zalimlerin de tam karşısında olduğumuzu ilan ediyoruz.” dedi.

“Bir yılda çocuk ve kadınlarında içinde bulunduğu 50 binden fazla sivil katledildi”

Batı’nın Gazze’de yaşanan soykırıma karşı siyonistlere destek vermesi ile ilgili konuşan Dinç, “Gazze’de yaşanan soykırım yürekleri parçalamaktadır. Bir yıl geçti ancak binlerce parça yüreğimizden koptu. Çocuk ve kadınlarında içinde bulunduğu 50 binden fazla sivil katledildi. Gazze tıpkı bir röntgen cihazı gibi tüm siyonist soykırımcıların ve aslında Batı’nın iç yüzünü, barbarlığını gözlerimizin önüne seriyor. Afganistan'da kadınlara statü kazandıracaklarını söyleyerek süsü kelimeler kuran Batı, bugün Gazze’de bırakın kadınlara statü vermeyi bizzat kadınları katlediyor. Kadınların katledilmesini destekliyorlar. Batı, Müslümanların çocuklarını okutmadığını söylüyordu ancak Gazze’de çocuklar okulda, okulun bahçesinde barbar Batı tarafından katlediliyor. Bugüne kadar insan hakları, çocuk hakları, kadın hakları, uluslararası hukuk gibi süslü kavramlarla bizi kandırmaya çalışıyorlardı. Ancak bugün barbarlıkları ortadadır.” ifadelerini kullandı.

“Akıl ve kalp iman etmese de vicdan ve fıtrat hakikati sorguluyor”

Siyonistlerce binlerce Gazzelinin katledilmesine sessiz kalmayan Amerikalı üniversite öğrencileri ve akademisyenlerin mücadelesini hatırlatan Dinç, “Belki akıl ve kalp iman etmese de vicdan ve fıtrat bu hakikati sorguluyor. Bugün onlar bunu sorgulamaya başladılar. Belki biz kendi ülkemizde bir kahvemizden vazgeçemedik ama görünüyor ki Filistin'de ve Gazze’de öyle öyle bir güneş doğmuş ki batıyı aydınlatıyor. Canlarından da makamlarından da vazgeçiyorlar.” şeklinde konuştu.

“İncirlik ve Kürecik üsleri kapatılsın, Siyonist rejimin BM üyeliğinin feshedilmesi için Türkiye öncü olsun”

“İşgal rejimi hiçbir ilke, ahlak ve hukuk tanımıyor.” diye belirten Dinç, “Siyonistler teröristtir, işgalcidir, soykırımcıdır. Bu soykırımcı teröristlere, terörist muamelesi yapılması lazım. Bunların devlet olarak tanınmaması lazım. Bizim ülkemizde olan İncirlik ve Kürecik üsleri üzerinden Amerika'ya bilgiler veriliyor, destekler sağlanıyor. Hiç kimsenin şüphesi yok ki Amerika'ya verilen bu bilgiler olduğu gibi siyonistlere aktarılıyor. Bunlardan dolayı bir an önce bizim ülkemizdeki bu üslerin kapatılması gerekir. Aynı şekilde bu siyonist rejimin BM’den atılması lazım. Türkiye bu konuda öncülük etmeli, inisiyatif almalı Birleşmiş Milletler üyeliğinden onları çıkarmalıdır. Yani işgalci rejimin Birleşmiş Milletler üyeliği feshedilmelidir. Bununla birlikte bizim ülkemizde hiçbir şekilde siyonist rejimle ticaret yapılmamalı. Siyonist rejime açıktan destek veren firmaların da ruhsatları iptal edilmelidir.

“Gazze'ye sözlerinizle, lanetlemelerinizle değil ancak yaptırımlarınız ve fiillerinizle destek olun!”

Siyonist işgal rejimi tarafından şehit edilen yakınlarını rahmetle anan Rim Naim ise şunları kaydetti:

"Size Gazze’nin selamını ve sitemini getiriyorum. Filistin, 76 yıllık bir işgale karşı direniyor. Gazze, 17 yıldır abluka altında. O Gazze ki bir yıldır dünya güçleriyle savaşarak dünyanın bütün silahlarını kullanarak çok büyük soykırımlara katliamlara maruz kalıyor. Dünya bu katliamlara yüzünü tamamen çevirmiş. Rimlerin defnedildiği, babaların çocuklarını dedelerin torunlarını defnettiği bir Gazze’den bahsediyoruz. Gazze’deki son bir yılda 42 bine yakın kişiyi şehit vermiş son 1 yıl içerisinde sadece 97 binden fazla yaralı... Yani Gazze nüfusunun %12'si ya şehit ya yaralı...Gazze ki doktorlarını, gazetecilerini şehit vermiş. Bunların hepsini de işgalciler görerek ve bilerek hedef almış. Gazze ki bir yılda 5.000'den fazla esir vermiş. Bu esirlerin akıbetleri bilinmiyor. Hayatta olup olmadıkları bilinmiyor. En az 100 kişinin idam edildiğini, bazılarının da tecavüz edildikten sonra öldürüldüklerini biliyoruz. Bu zulümler ki bir senedir devam ediyor.

Bir senedir dünya bu zulmü durdurmak için, uluslararası toplum durdurmak için etkin bir adım atmadı. Halen açıklamalarla yetiniyoruz. Dünya bir senedir insanların soykırıma uğramasına, koca bir şehrin tamamen yerler bir edilmesine sessiz kalmayı tercih etti. Bu tercih sonucunda şu anda maalesef ölümden dolayı görüyoruz ki aynı soykırım aynı vahşet şu anda Lübnan’da da devam ediyor. Ancak dünya yine buna sessiz kalmaya devam ediyor. Yine sessiz kalmayı tercih ediyor.

İşgal güçleri bunu tabii ki tek başlarına yapmıyor. Batı’nın, emperyalist Amerika'nın ve başta Avrupa ülkelerinin açık desteği ve meşrulaştırma çabaları ile birlikte yapıyor. Ancak buna karşı Gazze elle tutulur bir destek olmadan tek başına direnmeye devam ediyor. Gazze’de yaşananlar açıkça bir insan hakları ihlalidir. Gazze’de yaşananları hiçbir insan hakları sözleşmesi müsamaha etmiyorken maalesef uluslararası toplum ve uluslararası kuruluşlar bunu ‘meşru müdafaa’ diyerek meşrulaştırma çabasına giriyor. Ancak hangi meşru müdafaa sizin çocukları öldürmenize, hastaneleri bombalamanıza izin verebilir ki? Uluslararası toplumlar bu soykırımın bir ortağı destekçisidir. Suçun failidir diyebiliriz.

1948 yılından beri yaşananları; ninemden, dedemden dinleyerek büyümüş bir neslin ferdi olarak, yüzyıla yakındır direnen halkın bir vatandaşı olarak sesleniyorum. Başta Türkiye Cumhuriyeti halkına, değerli vekillerime, Sayın Cumhurbaşkanıma sesleniyorum; ellerinizden gelen her türlü imkânı Gazze’ye destek olmak için kullanın. Gazze'ye yalnızca sözlerinizle değil, lanetlemelerinizle değil ancak yaptırımlarınız ve fiillerinizle destek olalım. Çünkü bu işgalciler maalesef sözden, laftan anlamıyor. Bu işgalciler, yalnızca güç ve yaptırımdan anlıyor. Onlara ancak bu şekilde karşılık verebiliriz. Son olarak yaşasın nehirden denize özgür Filistin!”