Antalya’da düzenlediğimiz Aday Tanıtım Programı'nda konuşan Genel Başkanımız Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, “Biz Allah'a ve ahiret gününe inanan insanlarız. Ve biz hayatımızı buna göre tanzim ediyoruz. Biz yapacağımız her işte, atacağımız her adımda hesap verme bilinci ile öte tarafta, ölümden sonra Rabbimize hesap verme bilinci ile hareket ediyoruz.” dedi.
Genel Başkanımız Zekeriya Yapıcıoğlu, Antalya’da düzenlediğimiz
Aday Tanıtım Programı'nda 3'ü büyükşehir, 3'ü il toplam 101 belediye başkan
adayımızı açıkladı.
Kepez ilçesindeki Erdem Beyazıt Kültür Merkezi'nde
düzenlenen aday tanıtım programı, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Okunan Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından bir konuşma
gerçekleştiren Yapıcıoğlu sözlerine, “Ülke gündemi neredeyse tamamen seçimlere
kilitlenmiş durumda. Fakat bizim gündemimizde tutmaya devam ettiğimiz,
gündemimizde tutmaya mecbur olduğumuz, unutmadığımız, unutamadığımız,
unutmayacağımız, unutturmamamız gereken çok acı bir meselemiz var. O nedenle
gittiğimiz her yerde gündemimizin başında yer alıyor ki hepimizin malumu olduğu
üzere 4 ayı aşkın bir süredir tam 129 gündür Gazze'ye yapılan zulüm, orada yapılan
katliam, soykırım bütün şiddetiyle devam ediyor.” diyerek başladı.
Yapıcıoğlu, Gazze’de yaşanan soykırım ve son olarak Refah’ta
gerçekleştirilen katliamla ilgi şunları söyledi:
“129 gündür Gazze'ye ölüm yağıyor. 129 gündür Gazze'de adım
adım bir soykırım işleniyor. Ve bu hal maalesef halen devam ediyor. Gazze
şeridinin Kuzey tarafındaki insanlar bombalanmak, evleri üzerlerine yıkılmak
suretiyle oradan göçe zorlandı. Onlara güneye gidin dendi. Barınacak yerleri,
içecek suları, yiyecek ekmekleri kalmayınca güneye doğru indiler. Aslında asıl
gaye onları bütün bütün Gazze’den, Filistin topraklarından sürmekti. Ama onlar
bütün bu vahşi saldırılara rağmen 'biz topraklarımızı terk etmeyeceğiz'
dediler.
Gazze'nin güneyinde, Mısır sınırına yakın Refah denilen şehre,
şehrin kapasitesinin çok üstünde insanlar doluştu, bir buçuk milyon insan oraya
yığılmıştı ki siyonist işgal çetesi adım adım göstere göstere 'ben orayı da
vuracağım' dedi ve vurdu. Adeta bütün dünya ayağa kalktı, böyle bir hareket
böyle bir saldırı çok vahim sonuçlar doğurur, çok ciddi krizlere neden olur
diye uyardılar, yüksek sesle itiraz ettiler, fakat siyonistlerin sözden
anlayacak bir hali yok; anlamayacağı da belliydi ve Refah kentini de bombaladı.
Yüzden fazla şehit yüzlerce yaralı... İsrail eğer laftan anlamış olsaydı zaten
bu katliamlara girişmezdi. Gerçekten kameraların önünde siyonistlere ‘dur,
sakın yapma’ diyenler perde arkasından onu cesaretlendirecek ne adımlar
atıyorlardı? Ya da hangi sözleri veriyorlardı?”
“Gazze'de insanlık
ölüyor. Bütün İslam aleminin izzetini, haysiyetini orada bombalıyorlar.”
“75 yıllık işgal tarihine baktığımızda bugüne kadar hiçbir
zaman vahşi siyonist katil sürüsünün laftan anlamadığını artık anlamış olmamız
gerekmiyor mu? Onları durduracak bir şey var ve o da maalesef gerçekleşmiyor.”
Sözleriyle sessizliğe bürünen İslam ülkelerine sitem eden Yapıcıoğlu, “Batı,
bildiğiniz gibi bir yandan kınama mesajları öte taraftan uçaklar dolusu,
gemiler dolusu bombaları sevk ediyorlar. Peki ya İslam dünyası... Peki ya biz
Müslümanlar... Biz ne haldeyiz, ne yapıyoruz? Biz o vahşeti durdurmak için
üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz? 129 gündür Aksa
Tufanı'ndan bu yana vahşi katil sürüsünün, siyonist işgal çetesinin çiğnemediği
bir kırmızıçizgi, bir hukuk kuralı, ahlak kuralı kaldı mı? Doğrudan doğruya
çocukları hedef alarak katletmediler mi? Savaşlarda kullanılması yasak olan
silahları, bombaları, fosfor bombalarını kullanmadılar mı? Hastaneleri,
ambulansları, yardım konvoylarını, su depolarını, un fabrikalarını vurmadılar
mı? Doktorları, gazetecileri, sivil savunma ekiplerini, Birleşmiş Milletler
görevlilerini, üniversiteleri, üniversite öğrencileri ve hocalarını hedef
gözeterek vurmadılar mı? Camileri kiliseleri içinde ibadet eden insanlarla
birlikte bombaladılar mı? Savaşta bile siz sivil insanları açlığa ve susuzluğa
mahkum edemezsiniz. Ama yardımların oraya girmemesi için sınır kapısını
vurdular. Bir şekilde içeriye girebilen yardım konvoylarını vurdular. Ve şimdi
insanlar orada açlık çekiyorlar.” dedi.
Gazze’de insanlığın öldüğünü ifade eden Yapıcıoğlu,
“Gazze'de Gazzeliler ölmüyor. Gazze'de Gazzeliler 'Rabb'imiz Allah'tır' dediği
için ve kendi yurtlarını terk etmedikleri için şehit oluyorlar. Şehitler ölü
değildir. Ama Gazze'de insanlık ölüyor. Hepimizin insanlığı... Bütün İslam
aleminin izzetini, haysiyetini orada bombalıyorlar. Ebu Ubeyde'nin tabiriyle;
'dünya ikiye bölünmüş. Vicdansız suçlular ve aciz seyirciler.' biz de öyle
oturmuşuz aciz aciz seyrediyoruz, seyretmekle yetiniyoruz.” şeklinde konuştu.
“Arz-ı Mev'ud
Filistin topraklarıyla sınırlı değil ki; sizin topraklarınızda da gözleri var”
Yapıcıoğlu sözlerine şu ifadelerle devam etti:
“Kardeşlerim, bizim niye bu halde olduğumuzun aslında sebebi
ayan beyan ortada. Allah-u Teala kitabı Kerim'inde buyuruyor ki 'kafirler,
inkar edenler birbirlerinin velisi, birbirlerinin yardımcısıdırlar. Eğer siz de
bunu yapmazsanız yani birbirinize arka çıkmazsanız, destek olmazsanız yardımcı
olmazsanız, dikkat ediniz yeryüzünde büyük bir fitne çıkar' diyor Allahu Teala.
Şu anda belki Gazze’nin dışındaki yerlerde oturanlar şunu zannediyor
olabilirler; şu anda orada Filistin topraklarında bir fitne, bir katliam var.
Ne yapalım? Bizim gücümüz yetmiyor? Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, topyekûn
süper güçler hepsi siyonist işgal çetesinin arkasında duruyor, onunla
yardımlaşıyorlar. Bizim de elimizden bir şey gelmiyor, işte dua ediyoruz. Evet,
sokaktaki Ahmet abi, pazardaki Fatma Bacı elinden bir şey gelmez. Onlar sadece
dua ediyor, belki parmağındaki alyansını, kulağındaki küpesini çıkarıp oradaki
kardeşine yardım diye gönderiyor. Bu sıradan vatandaşların işi. Peki, ellerinde
güç ve imkan olanlar, emirlerin altında ordu olanlar... Onlar da sadece dua
etmekle yetinseler gerçekten sorumluluklarını yerine getirmiş oluyorlar mı?
İşte Rabbimiz bizi uyarıyor. Diyor ki; eğer siz o inkar
edenlerin yaptığı gibi; hani onlar birbirine destek oluyorlar ya, hani onlar
birbirlerine arka çıkıyorlar ya, hani onlar birbirinin yardımcısı, birbirinin
dostu, birbirinin velisidirler ya, eğer sizler ey ‘iman ettim’ diyenler siz de
onlar gibi yapmazsanız -dikkat edin- sadece bir yerde değil, yeryüzünde büyük
bir fitne ve fesat çıkar, düzen bozulur, karışıklık çıkar, zorbalık dünyaya
hakim olur. Şimdi siz bugün orada zayıf bırakılmış, mustazaf hale getirilmiş,
imkanları ellerinden alınmış kardeşlerinizi; o imkansızlıkların içerisinde
herhangi bir hava savunma sistemleri olmayan insanların, uçak sesi gelince
ardından tepesinde bir bomba ineceğini bilen insanların, o hal içerisinde bir
başlarına dünyanın bütün süper güçlerine karşı gelmesini bekliyorsunuz ve
sadece dua edip ağlıyorsunuz öyle mi? Siz zannediyor musunuz ki bu fitne orayla
sınırlı kalacak, siz zannediyor musunuz ki bu zorbalık sadece onlara yapılacak
sonra bitecek? Hayır, vallahi biliyorsunuz. Yeri geldiğinde siz de
söylüyorsunuz. Arz-ı Mev'ud Filistin topraklarıyla sınırlı değil ki, sizin
topraklarınızda da gözleri var. Mısır'ın, Suudi Arabistan'ın, Ürdün’ün,
Suriye'nin, Lübnan'ın, Irak'ın, Türkiye'nin topraklarında gözleri var. Geçtim
onları, hepinizi insan yerine koymuyor. İsrailoğulları'nın binmesi için
yaratılmış merkepler olduğunuzu düşünüyorlar. Bunu nasıl yediriyorsunuz
kendinize?”
“Zamanın ashabı gibi
Gazze'de günde üç yudum su ve 3 tane hurma ile düşmana kök söktüren Mücahitler
var”
Üç kuruş dünya menfaati için ya da ekonomik bazı sıkıntıları
çekmemek adına ya da zalimlerle arası bozulmasın diye bu zulme sessiz kalıp
gözünü kapatanların var olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, “Oradaki kardeşlerimiz
gerçekten mustazaf duruma, zayıf duruma düşürülmüş. İmkanları, kuvvetleri
alınmış, etrafları çevrilmiş, silaha, gıdaya, ekmeğe, suya bile ulaşımları
engellenmiş, bütün dünya ile irtibatları kesilmiş; Müslüman kardeşleri de
onlara dua etmekle yetiniyor, onlara el uzatamıyorlar, onlara yardımcı
olmuyorlar ve bunlar Allah'tan bir veli, bir hami, bir kurtarıcı bir yardımcı
istiyorlar. Her gün Allah'a yalvarıyorlar. Çünkü ellerinde imkan yok, ama var
olan imkanlarını da sonuna kadar kullanıyorlar. Bir böyle mustazaflar var, gücü
elinden alınmış. Bir de dünya menfaati için küfre sessiz kalıp ona boyun eğen,
yani zilleti kabul etmiş mustazaflar var.
2 milyarlık İslam âlemi içerisinde nüfusu 10 milyonlarla
ölçülen çok fazla sayıda ülke var. Aslında silah gücü olarak da hiç böyle zayıf
durumda değiller ama üç kuruş dünya menfaati için ya da ekonomik bazı
sıkıntıları çekmemek adına ya da zalimlerle araları bozulmasın diye buna sessiz
kalıp gözünü kapatanlar var. Hazreti Ali'nin şöyle bir sözü var: 'Her zaman
zulmün iki ayağı vardır. Biri zalim, biri de ona boyun eğen mazlumdur.' Bir de
3'üncü çeşit zayıf bırakılmış olanlar var. Onlar zayıflıklarına bakmadan zayıf
olmalarına rağmen düşmanları onlardan kat kat güçlü olmasına rağmen zulme karşı
kıyam eden, başkaldıran, müstekbire boyun eğmeyen imanlı mustazaflar... Bundan
100 küsur sene önce Çanakkale'de ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinde biz o
imanlı insanları gördük değil mi? İmkanları kıt, yiyecekleri yok, ekmeksiz,
sadece üzüm hoşafı ile yedi düvele karşı çarpışan ama imanı dağlar kadar olan
insanlar... Bugün de var. Zamanın ashabı gibi Gazze'de günde üç yudum su ve 3
tane hurma ile düşmana kök söktüren Mücahitler var.” dedi.
“Gayretle, imanla,
uhuvvetle, sabır ve metanetle, ilimle irfanla, hikmetle gayretimizi
sürdüreceğiz”
Gazze’yi gündemlerinde tutmaya devam edeceklerini vurgulayan
Yapıcıoğlu, “İslam dünyası zaaf içerisinde. Bir sürü zaaflarımız var; ekonomik
zaaflarımız, askeri zaaflarımız, siyasi zaaflarımız, ahlaki zaaflarımız,
itikadi, ameli zaaflarımız var, pek çok zaafımız var. Öyleyse şu Aksa Tufanı
bize bir ders ve ibret olsun. Aksa Tufan'ından sonra oradaki kardeşlerimize
yapılan zulümlerden dersler çıkaralım ve müstekbirlerle mücadele etmenin
yollarını oluşturalım. En azından bugünden sonrası için benzer durumlara
düşmemek için, inşallah biz bu şartları oluşturmayacağız, biz bu zulme boyun
eğmeyeceğiz. Biz ayağa kalktık, kıyamdayız ve inşallah bu kıyam zalimlere diz
çöktürünceye kadar devam edecek. İnşallah gayretle, imanla, uhuvvetle, sabır ve
metanetle, ilimle irfanla, hikmetle gayretimizi sürdüreceğiz ve inşallah o
günlere ulaşacağız. Rabbim ilmimizi, ihlasımızı, gayretimizi arttırsın. Gazze
bizim gündemimiz olmaya devam ediyor. O zülüm devam ettiği müddetçe de,
esasında gündem olmaya devam etmelidir; onu unutmayalım, unutturmayalım diyoruz.”
ifadelerini kullandı.
Asgari ücret ve
emekli maaşları
Gazze’deki kardeşlerimize yardımcı olmak için siyaseten,
askeri ve ekonomik olarak da güçlü olmak zorunda olduğumuzun altını çizen
Yapıcıoğlu, sözlerine iç gündem ile devam ederek; “Yıllık enflasyon rakamları
açıklandı, dün de işsizlik rakamları açıklandı. Ülke gündeminde seçimler var;
kimin nerede aday olduğu, kim, kimde, hangi ittifakı yapacak, bunlardan
birkaçına kısaca değineceğiz. Oradaki kardeşlerimize yardımcı olmak istiyorsak
siyaseten, askeri ve ekonomik olaraktan güçlü olmak zorundayız. Yıllık
enflasyon yüzde 65 civarında bir rakam çıktı, açlık sınırı 15 bini geçti,
yoksulluk sınırı 49 bin sınırını geçti, 50 bine dayandı. Bir tek kişinin yani
bekar bir işçinin tek başına bütün ihtiyaçlarını karşılayabileceği rakam olarak
19 bin 630 liralık bir rakam hesap ediliyor, sendikalar tarafından. Bu ortamda
yani bir kişinin tek başına ihtiyaç duyduğu para 19 bin TL iken, asgari ücret
17 bin iki TL. Normal şartlarda asgari ücretin tarifine işçinin ailesinin de
dahil edilmesi gerekirken ki biz 12 yıldır mütemadiyen bunu söylüyoruz, asgari
ücreti, tarifinden başlamak suretiyle, değiştirmek lazım. Zira asgari ücretin
tarifinde sadece işçinin kendisi vardır. İşçinin beslenme, barınma, giyim,
sağlık, eğitim, kültür, ulaşım gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları
üzerinden karşılamaya yetecek ücret olarak tarif edilir asgari ücret. Biz
diyoruz ki bu tarif, doğru bir tarif değildir. Onun bakmakla yükümlü olduğu bir
ailesi varsa, mutlaka onların da tarife dahil edilmesi lazım ama hal böyleyken
sadece bir kişinin aylık ihtiyaçlarına yetecek para 19 bin 630 TL iken, asgari
ücret daha yeni açıklandı, 17 bin lira.
Normal şartlarda bir yıl devam edecek, bu önümüzdeki
yılbaşına kadar yani 2024'ün sonuna kadar ihtimal ki bu rakam 30 bin'in üzerine
çıkacak. Yaklaşık bu paranın yarısıyla bir işçi geçinmek zorunda ve bununla
ailesini de geçindirecek. Bu rakamların gerçekçi olmadığını, bu maaş ve gelirli
insanların hayatlarını sürdüremeyeceklerini söyledik ve söylemeye devam
ediyoruz. Asgari ücretliler emekli maaşlarıyla kıyas edildiğinde, onların
durumu nispeten iyi gibi görünüyor. En düşük emekli maaşı 10 bin TL hala. 10
bin TL bugünün şartlarında çok komik bir rakam.” dedi.
“Aile kurumu
çatırdıyor ve evlilik yaşı gittikçe daha yukarılara tırmanıyor”
“Eğer sorunumuz sadece maddi olsaydı -toplumda çok şükür
aile dayanışması, komşu dayanışması var, toplum içerisinde sosyal
yardımlaşmalar var, durumu zor olanları birileri elinden tutuyor ve ona destek
oluyor- bir noktaya kadar tahammül edilebilir ama bizim sorunlarımız sadece
bunlardan ibaret değildir.” diyen Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
“Aile kurumu çatırdıyor ve evlilik yaşı gittikçe daha yukarılara tırmanıyor.
Yuva kuran gençler çok sefer o yuvayı ayakta tutmayı başaramıyor. İlk beş yıl
içerisinde kurulan her dört yuvadan biri dağılıyor. Öte taraftan gençler hızla
bağımlılığa ve bunalıma doğru sürükleniyor yani anlayacağınız hem maddi hem
manevi olarak pek çok olumsuz durum ve şart var. Bütün bunlara rağmen,
bütün bu olumsuz tabloya rağmen biz diyoruz ki ümitsizlik yoktur, pes etmek
yoktur; cehd ve gayret var, çalışmak var, düzelmeyecek hiçbir şey yoktur. Yeter
ki sağlam bir irade olsun, yeter ki o içine düşülen olumsuz durumdan çıkışın
yolları bilinsin. Biraz önce Gazze'den bahsederken halimizi izah ettik ama
onunla birlikte niçin bu halde olduğumuzu da söyledik. Neydi? O, küfrün
birbirine destek olması, bizlerinse onu gereğince, hakkınca yerine getirememiş
olmamız. Öyleyse çare ne? Bunun içerisinde gizli. Eğer biz de dayanışma
içerisinde olursak, mutlaka Allah bize bir çıkış yolu gösterecek. Aslında
göstermiş, toplanın, birlik olun, güçlerinizi birleştirin demiş.”
Faiz politikaları ve
enflasyon
Gelirlerimizin önemli bir kısmının faize gittiğini söyleyen
Yapıcıoğlu, “Peki, içinde bulunduğumuz manevi buhrandan ve ekonomik darboğazdan
çıkışın yolu ne? O da yine belli. Birkaç şey yapacağız, israfı, savurganlığı
önleyeceğiz, haramdan uzaklaşacağız, faizi terk edeceğiz. Gelirlerimizin önemli
bir kısmı faize gidiyor. Mayıs seçimlerinden sonra yeni hükümet kurulduğunda,
daha önceki iktisat politikalarının değişikliğe uğradığı yeni bakanın
atanmasından sonra belli olunca, muhalefet neredeyse koro halinde ‘Hani siz nas
diyordunuz?!' falan diye biraz da müstehzi bir tavırla, alay edercesine
'gördünüz mü, çare faizleri yükseltmekte' dediler. Yeni ekonomi modeli, yeni
uygulamalar… Dediler ki biz enflasyonu düşüreceğiz. Nasıl? Sıkı para
politikasıyla. Ne yapacaksınız? Sıkı para politikası yani ne demek? Biz
piyasadaki parayı azaltacağız, faizleri yükselterek sünger gibi bu parayı
emeceğiz. Piyasada az para kalacak, az para kalınca talep daralması yaşanacak.
İnsanlar daha fazla alışveriş yapamayacak, alışveriş yapanların sayısı ve
alışveriş miktarı düşünce fiyatlar da aşağı düşecek. Enflasyon düşecekmiş öyle
mi? Vatandaşın cebinde para olmadığı için bu alışverişi yapmaması iyi bir şey
mi? Fakat muhalefet alkışlıyor. Ben de buradan hükümete söylüyorum; eğer CHP
gibi bir muhalefet -ki 'siz ne yaparsanız yapın, dünyanın en iyi işini de, icraatını
da yapsanız biz sizi eleştireceğiz, muhalefet edeceğiz çünkü vatandaş bize bu
görevi verdi kardeşim' diyen CHP- sizi alkışlıyorsa, aynanın karşısına geçin,
kendinize bir bakın, niye acaba, niye sizi övüyor?!” dedi.
“Para babaları
kızacak diye kapitalist ekonomi modelinin tekeline çomak sokacak bir cümle
söyleyen yok”
Kaynakların önemli bir kısmının faize ayrılmasına tepki
gösteren Yapıcıoğlu, “Düşünebiliyor musunuz? Bu memlekette kendine sadece
solcu, liberal, sosyalist diyen ve farklı farklı isimlerle kendini adlandıran
bir sürü parti var ama şu kapitalist ekonomi modelinin tekeline çomak sokacak
bir cümle söyleyeni duymuyorsunuz, para babaları kızacak diye. Allah sonumuzu
hayretsin. Çare israfı ve yolsuzluğu durdurmak, faizden olabildiğince kaçmak.
İnşallah biz şuna inanıyoruz: Eğer böyle bir yol, usul, üslup hakim olursa ki
bu memleket çok zengindir, sadece kendini değil, kendi nüfusu kadar bir nüfusu
daha besleyebilecek bir zenginliktedir. Fakat dağılım iyi olmayınca,
kaynakların önemli bir kısmı para babalarına faiz adı altında ödeniyor, fakire
fukaraya, işçiye, emekliye, garibana kalmıyor. Niye? Çünkü katrilyonlarca lira
faize gidiyor.” diye belirtti.
“İsraf ve savurganlık
bizim belediyecilik anlayışımız da yok”
HÜDA PAR’ın belediyecilik anlayışına dair açıklamalarda
bulunan Yapıcıoğlu, “31 Mart günü, hür adayların bu dönem yönetime gelmesi veya
yönetimden pay alması için bir fırsattır. İsraf ve savurganlık bizim
belediyecilik anlayışımızda yok. Kayırmacılık bitecek ve HÜDA PAR'ın almış
olduğu belediyelerin girişine, 'Rüşvet alan da veren de melundur' Hadis-i Şerif’i
asılacaktır. Şeffaf bir yönetimle,
milletin parası son kuruşuna kadar milletin hizmeti için harcanacak, çünkü bizim
hayata bakışımız, bizim siyasete bakışımız, bizim idareye bakışımız kaynağını
inancımızdan alan 'emanet' kavramıyla en iyi izah edilebilecek bir yaklaşım ve
bakış açısıdır. Bu hayatın bize emanet edildiğine inanıyoruz. Bedenlerimiz bile
bize emanettir, evlatlarımız bize emanettir. Rabbim lütfeder yarın yönetim
makamlarına gelirsek, bileceğiz ki o makamlar da emanettir. Makamlarda bulunan
kişilerin harcamaya yetkili olduğu kaynaklar da emanet ve her birimiz bize
emanet edilen şeylerden sorulacağız. Bu nedenle biz diyoruz ki: 'İnşallah HÜDA
PAR yönetiminde, şeffaf bir yönetim olacak, halkın genelini ilgilendiren
meselelerde milletin görüşüne başvurulacak yani geniş bir istişare ağı
kurulacak ve inşallah yapılan her bir harcama son kuruşuna kadar, milletin
parası olduğu için onun hesabı millete verilecek ve ilan edilecek.” şeklinde
konuştu.
“Güvenli şehirler,
güvenli sokaklar inşallah HÜDA PAR'la mümkün hale gelecektir”
“HÜDA PAR'ın yönettiği şehirlerde inşallah çocuklar parka ve
oyun alanlarına, okula korkmadan gidecek” diyen Yapıcıoğlu, “Sokaklarda
herhangi bir tehlike olmayacak, insan eşref-i mahlûkattır, yaratılmışların en
şereflisidir. Dolayısıyla insanın dışındaki her şey insana hizmet için vardır.
İnsanı tehdit eden hiçbir şeye izin verilmeyecektir. Güvenli şehirler, güvenli
sokaklar inşallah HÜDA PAR'la mümkün hale gelecektir. Belediye alamadığımız ama
belediyeye meclis üyesi gönderdiğimiz yerlerde, Allah’ın izniyle bizim
gönderdiğimiz meclis üyelerimiz milletimizin adına orada bir denetçi olacak,
murakıp olacak yani sizler adına oradaki yönetimi, harcamaları denetleyecektir.”
ifadelerini kulandı.
“Bir ailenin zorunlu
ihtiyaçlarına yetecek kadar sudan ücret alınmayacak”
HÜDA PAR belediyeciliğinde belli bir miktara kadar suyun
ücretsiz olacağını söyleyen Yapıcıoğlu, “Parti programımıza yazdık, 12 yıldır
da söylüyoruz, diyoruz ki: 'Allah'ın suyundan para alınır mı? İnsanların
zorunlu ihtiyacı olan bir şey vatandaşlarımıza, özellikle dar gelirlilere
ücretsiz verilmeli. Su ücretsiz olmalıdır, belli bir miktara kadar. Sınırsız
veya ücretsiz değil, o durumda israfın önüne kimse geçemez. Bir ailenin zorunlu
ihtiyaçlarına yetecek kadar sudan ücret alınmayacaktır, inşallah ondan sonrası
kademeli bir şekilde ücretlendirilecek ve bu şekilde su israfı da önlenmiş olacak.
Diyoruz ki: 'Bir beldede bir tek kişi açsa, bir tek kişi açlıktan ölüyorsa o
beldenin bütün halkı bundan sorumludur ama en önce o beldenin yöneticisi
sorumludur. Sosyal belediyecilik ve bizim inancımız gereği kardeşlerimizin
idare ettiği beldelerde, bir tek kişi açlık çekmeyecektir. İnşallah sosyal
belediyecilikle açılacak aş evleri ile bu sorunun üstesinden geleceğiz.” dedi.
“Evlilik yardımını
kredi olarak değil hibe olarak sunacağız”
“Rant değil hizmet siyaseti olur” diye belirten Yapıcıoğlu
sözlerine aile kurmak isteyen gençlere yönelik projelerini anlatarak devam
etti:
“Gençlerle ilgili sorunlarımız var. Gençler aile kurmak ya
da bir yuva kurmada zorlanıyor, hatta ürküyorlar maddi imkânsızlıklardan
dolayı. Biz diyoruz ki belediyeleri aldığımız yerlerde inşallah gençlerimize
katkı sunacak, evlilik fonları kuracağız. Bunu da bu partiyi kurduğumuz günden
beri dillendiriyoruz. Geçtiğimiz gün resmi gazetede yayınlandı, aile ve dostluk
bankası kurulmasına dair. Yer altından çıkan petrol, gaz, kömür gibi
madenlerden elde edilecek gelirlerin yüzde 20'si aylık bu bankaya yani Aile Ve
Gençlik Bankası'na yatırılacak ve oradan gençlere bir imkan sağlanacak, kredi
şeklinde, ama biz diyoruz ki: 'Kredi değil, biz gençlere hibe olarak vereceğiz,
bu evlilik yardımını. Allah’ın izniyle HÜDA PAR'ın aldığı belediyelerde
gençlerin yuva kurmalarına çok ciddi katkılarımız olacak. Bu bir tercih değil,
aslında bir zorunluluktur, çünkü gençlerimize mutlaka yuva kurmalarında
yardımcı olmak zorundayız.”
“Temiz bir su ve
temiz bir çevre vadediyoruz”
Farklı şehirlerden hastanelere gelen vatandaşlara
misafirhaneler inşa edeceklerini belirten Yapıcıoğlu, “Şu anda sağlık
hizmetleriyle ilgili olarak özellikle büyükşehirlerde kurulan sağlık tesislerinde
çok ciddi mesafeler kat edildi. Ama özellikle kırsaldan büyükşehire hasta
getiren insanların bazı sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. İnşallah HÜDA PAR’ın
yönettiği belediyeler, özellikle dışarıdan sağlık nedeniyle ziyaretçisi fazla
olan şehirlere, hastanelerin yakınlarında hasta yakınlarının istifade edeceği
misafirhaneleri hizmete sokacağız. Asgari değil insanı ücret diyoruz. Temiz bir
su ve temiz bir çevre vadediyoruz.” dedi.
“Yapacağımız her
işte, atacağımız her adımda, Rabbimize hesap verme bilinci ile hareket
ediyoruz”
Ölçülerinin İslam olduğunu dile getiren Yapıcıoğlu, “Biz
Allah'a ve ahiret gününe inanan insanlarız. Ve biz hayatımızı buna göre tanzim
ediyoruz. Biz yapacağımız her işte, atacağımız her adımda hesap verme bilinci
ile öte tarafta ölümden sonra Rabbimize hesap verme bilinci ile hareket
ediyoruz. Ve biz böyle yapmak zorundayız diyoruz. İnşallah bu bilinçle hareket
eden insanlar olarak yönetimde de kendimize Hazreti Yusuf'un Mısır kralından
görev talep ettiğinde kurduğu cümleyi örnek alıyoruz. Yusuf suresinde Rabbimiz
hazreti Yusuf'un dili ile onun ağzıyla şöyle buyurur: '(Yusuf) dedi ki beni
hazinelerin başına tayin et. Ben iyi korur ve bu işi iyi bilirim.' Önce
koruyucu, sonra bilen. Önce muhafız, sonra bilgili. O işin uzmanı. Kendimizce
buradan naçizane şu dersi, şu ibreti çıkarıyorum: Görev başına gelecek olan
kişi öncelikle o malın milletin malı olduğunu bilecek ve onu kendi malından,
kendi canından daha iyi korumaya azmedecek, kararlı olacak. Önce koruyacak. Siz
milletin malını son kuruşuna kadar en iyi şekilde korumaya kararlıysanız -her
konunun uzmanı olan hiç kimse yoktur zaten- o şehre en iyi hizmeti vermek için
konunun her türlü uzmanını getirir, onu iyice denetler, o işi ona
gördürürsünüz. O yüzden biz de vatandaşımıza diyoruz ki; siz şehrinize yönetici
seçeceğiniz zaman öncelikle bakın bu kişi sizin malınızı korur mu, yoksa kendi
şahsi malı gibi görür onunla kendi reklamını mı yapar? Etrafınıza bir bakınız
hangi belediye başkanları belediyenin parasıyla kendi reklamını yapıyor, sadece
şimdi değil, şimdi seçim sath-ı mailinde bu iş için bir bütçe ayırmıştır, kendi
cebinden yapıyordur; ma o 5 yıllık görev süresince kim milletin malını
kendisinin ya da partisinin reklamı için harcadı, kim son kuruşuna kadar
milletin hizmeti için harcadı?” dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, konuşmasının
ardından 3'ü büyükşehir, 3'ü il toplam 101 belediye başkan adayını açıkladı.
Açıklanan adaylarla toplu resim çekildikten sonra dualar edildi.
İşte açıklanan Belediye Başkan Adaylarımız:
1 |
1 |
KARAMAN İL |
YUNUS YILMAZ |
2 |
2 |
AYRANCI |
YUNUS EMRE YASAK |
3 |
3 |
BAŞYAYLA |
ALAATTİN SEVEN |
4 |
4 |
ERMENEK |
İSMAİL TUNÇ |
5 |
5 |
KAZIMKARABEKİR |
MEHMET ÖZARAS |
6 |
6 |
SARIVELİLER |
MEHMET DURMUŞ |
BURDUR |
|||
7 |
1 |
BURDUR İL |
FEHMİ GÖNÜL |
8 |
2 |
AĞLASUN |
RASİM KIZILKAYA |
9 |
3 |
ALTINYAYLA |
ABDULLAH TEMUR |
10 |
4 |
BUCAK |
MEHMET CAVİT YILDIZ |
11 |
5 |
ÇAVDIR |
MEHMET ERDEM |
12 |
6 |
ÇELKTİKÇİ |
MEHMET SAİD KİNAY |
13 |
7 |
GÖLHİSAR |
HALİL ÇELİK |
14 |
8 |
KARAMANLI |
İSMAİL BABACAN |
15 |
9 |
KEMER |
ZEKERİYA ŞAHİN |
16 |
10 |
TEFENNİ |
HÜSEYİN ŞİMŞEK |
17 |
11 |
YEŞİLOVA |
İBRAHİM TUNÇ |
ISPARTA |
|||
18 |
1 |
ISPARTA İL |
HASAN KOÇ |
19 |
2 |
AKSU |
HAMDULLAH TUNÇ |
20 |
3 |
ATABEY |
İSMAİL TEKNAL |
21 |
4 |
EĞRİDİR |
İSLAM ÇAKAR |
22 |
5 |
GELENDOST |
MURAT ŞAHİN |
23 |
6 |
GÖNEN |
MEHMET ŞERİF ŞİMŞEK |
24 |
7 |
KEÇİBORLU |
ZAFET TEKMAN |
25 |
8 |
SENİRKENT |
CEMİL TUNÇ |
26 |
9 |
SÜTÇÜLER |
HAFIZ KARADAŞ |
27 |
10 |
ŞARKİKARAAĞAÇ |
İSLAM DURMAZ |
28 |
11 |
ULUBORLU |
HAYRETTİN ÖZÇELİK |
29 |
12 |
YALVAÇ |
MEHMET MEMİŞ |
30 |
13 |
YENİŞARBADEMLİ |
İLYAS GÜNDÜZ |
KONYA |
|||
|
0 |
BÜYÜKŞEHİR |
ÇETİN ACU |
31 |
1 |
AHIRLI |
MEHMET RIZA ÖZCAN |
32 |
2 |
AKÖREN |
MUSTAFA ÖZELÇİ |
33 |
3 |
AKŞEHİR |
METİN ÖZARAS |
34 |
4 |
ALTINEKİN |
DAVUT ÖDEMİŞ |
35 |
5 |
BERBENT |
HASAN KORHAN |
36 |
6 |
BEYŞEHİR |
MEHMET NURİ YILMAZ |
37 |
7 |
BOZKIR |
AHMET TUNÇ |
38 |
8 |
CİHANBEYLİ |
ADNAN ÖZARAS |
39 |
9 |
ÇELTİK |
AHMET ÇOLAK |
40 |
10 |
ÇUMRA |
RIFAT YILMAZ |
41 |
11 |
DEREBUCAK |
SALİH ÖDEMİŞ |
42 |
12 |
DOĞANHİSAR |
AHMET KAYA |
43 |
13 |
EMİRGAZİ |
MUSTAFA DEMİREL |
44 |
14 |
EREĞLİ |
YAKUP AKBAY |
45 |
15 |
GÜNEYSINIR |
HANZEL ZEREY |
46 |
16 |
HADİM |
BAYRAM CANDAN |
47 |
17 |
HALKAPINAR |
ADEM ARTAĞAN |
48 |
18 |
HÜYÜK |
RAMAZAN CİHAN |
49 |
19 |
ILGIN |
EMRULLAH ÖZCAN |
50 |
20 |
KADINHANI |
ERŞAN ERMAN |
51 |
21 |
KARAPINAR |
ÖMER YAYCI |
52 |
22 |
KARATAY |
ABDURRAHMAN DAL |
53 |
23 |
KULU |
ERHAN SEVMİŞ |
54 |
24 |
MERAM |
FIRAT YÜZKAN |
55 |
25 |
SARAYÖNÜ |
SALİH CİHAN |
56 |
26 |
SELÇUKLU |
HASAN YILMAZ |
57 |
27 |
SEYDİŞEHİR |
SUAT ASLAN |
58 |
28 |
TAŞKENT |
ÖZCAN SAYAN |
59 |
29 |
TUZLUKÇU |
BİLAL ŞİMŞEK |
60 |
30 |
YALIHÜYÜK |
BİLAL TUNÇ |
61 |
31 |
YUNAK |
MUHAMMED ÖZELÇİ |
DENİZLİ |
|||
62 |
1 |
DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR |
YUNUS AKBAY |
63 |
2 |
ACIPAYAM |
BÜLENT KILIÇ |
64 |
3 |
BABADAĞ |
ABDULLAH TAŞAN |
65 |
4 |
BAKLAN |
AHMET EZER |
66 |
5 |
BEKİLLİ |
ENES TURAN |
67 |
6 |
BEYAĞAÇ |
EMRAH İLHAN |
68 |
7 |
BOZKURT |
MEHMET ZEKİ TURAN |
69 |
8 |
BULDAN |
ABDULLAH YILDIRIM |
70 |
9 |
ÇAL |
VEDAT FİDAN |
71 |
10 |
ÇAMELİ |
EBUBEKİR TEKTAŞ |
72 |
11 |
ÇARDAK |
MEHMET KAÇAN |
73 |
12 |
ÇİVRİL |
MEHMET EMİN ASLAN |
74 |
13 |
GÜNEY |
HASAN TANIŞMA |
75 |
14 |
HONAZ |
TAHİR GÜNER |
76 |
15 |
KALE |
BİLAL EKİNCİ |
77 |
16 |
MERKEZEFENDİ |
CENGİZ DURMAZ |
78 |
17 |
PAMUKKALE |
ŞUAYİP TAŞAN |
79 |
18 |
SARAYKÖY |
OSMAN TUNÇ |
80 |
19 |
SERİNHİSAR |
MEHMET NURİ ÇELİK |
81 |
20 |
TAVAS |
İLHAMİ ÇİFTÇİ |
ANTALYA |
|||
82 |
1 |
ANTALYA BÜYÜKŞEHİR |
ABDULBAKİ ÖZDEMİR |
83 |
2 |
AKSEKİ |
ZÜLKÜF ELALTUNKARA |
84 |
3 |
AKSU |
RIDVAN AKSOY |
85 |
4 |
ALANYA |
ALPARSLAN EDİZER |
86 |
5 |
DEMRE |
SEDAT DİNLER |
87 |
6 |
DÖŞEMEALTI |
MUZAFFER TURAN |
88 |
7 |
ELMALI |
AHMET SİNCAR |
89 |
8 |
FİNİKE |
CAFER GÜNDÜZ |
90 |
9 |
GAZİPAŞA |
CEBRAİL ÇETİN |
91 |
10 |
GÜNDÜĞMUŞ |
HABİP ÇETİN |
92 |
11 |
İBRADİ |
ETHEM ŞAHAN |
93 |
12 |
KAŞ |
FARUK AKDENİZ |
94 |
13 |
KEMER |
CUMA GÜLMÜŞ |
95 |
14 |
KEPEZ |
BERAT İPEK |
96 |
15 |
KONYALATI |
MEHMET SALİH ÇELİK |
97 |
16 |
KORKUTELİ |
ÖMER DAGAL |
98 |
17 |
KUMLUCA |
MEHMET FUAT
GÜRKANLAR |
99 |
18 |
MANAVGAT |
HÜSEYİN KIRAT |
100 |
19 |
MURATPAŞA |
ABDULLAH DEMİRTAŞ |
101 |
20 |
SERİK |
HÜSEYİN TURHAN SERT |
MANİSA |
|||
102 |
1 |
YAHYA SAMİHSAN |
MANİSA BÜYÜKŞEHİR |
MARDİN |
|||
103 |
1 |
ÖMERLİ |
ABDURRAHİM BEDİR |
104 |
2 |
YEŞİLLİ |
LOKMAN KOÇ |
SİİRT |
|||
105 |
1 |
BAYKAN |
HÜSAMEDDİN ÇİÇEK |
106 |
2 |
ERUH |
EMİN TETİK |
107 |
3 |
PERVARİ |
MEHMET SOYSAL |
108 |
4 |
TİLLO |
MURAT ORHAN |
109 |
5 |
GÖKÇEBAĞ BELDE |
FARUK ÖZBEK |
110 |
6 |
KAYABAĞLAR BELDE |
SABAHATTİN ASMA |
Önemli Gelişmeler
- Yapıcıoğlu: “Asgari ücrete ara zam yapılmalı” May 14, 2024
- İslam’a hakaret eden CHP’li vekile Demir'den cevap May 10, 2024